Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkiler, uzun süren durağanlığın ardından yeniden hareketleniyor. Ocak ayında AB Dönem Başkanlığı’nı devralacak olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Başkanı Nikos Hristodoulides, Ankara ile daha yapıcı bir dönemin başlaması için somut öneriler sundu. Hristodoulides’in açıklamalarında özellikle vize serbestisi ve liman adımı öne çıktı.
Hristodoulides: “AB Ankara’ya anlaşmayı değerli kılacak teşvikler sunabilir”
GKRY lideri, AB’nin Türkiye ile yeni bir yaklaşım benimsediğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“AB Ankara’ya anlaşmayı değerli kılacak yeterli teşvikler sunabilir, güven inşa edecek küçük adımlar atılabilir.”
Hristodoulides’in bu mesajı, dönem başkanlığı sürecinde Türkiye ile daha yakın bir diyaloğun kurulmak istendiğinin göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Vize Serbestisi İçin ‘Karşılıklı Jest’ Teklifi
GKRY Başkanı, özellikle Türk iş dünyasına yönelik vize kolaylığı konusunda açık bir teklif sundu:
“Türk iş insanları için vize serbestisi ile bu adımlara başlayabiliriz. Türkiye de limanlarından birini Kıbrıs bayraklı gemilere açabilir.”
Bu sözler, AB ile Türkiye ilişkilerinde uzun süredir çözülemeyen Kıbrıs dosyasının, karşılıklı küçük adımlarla yumuşatılmasının hedeflendiğini gösteriyor.
38 Yıllık Yasak Masada
Bilindiği üzere Türkiye, 1987 yılında aldığı kararla Kıbrıs Rum bandıralı gemilerin Türk limanlarına girişini ve Rum uçaklarının Türkiye hava sahasını kullanmasını yasaklamıştı. Bu yasak, Rum kesiminin AB’ye tam üyelik süreciyle birlikte daha da sertleşmişti.
Hristodoulides’in teklifi, Ankara’nın bu konuda atacağı bir adımın vize sürecini doğrudan etkileyeceğini gösteriyor.
Türkiye–AB İlişkilerinde Yeni Bir Eşik mi?
Diplomatik kaynaklara göre:
- Türkiye’nin limanlar konusunda atacağı bir adım, AB’nin vize sürecinde olumlu bir atmosfer yaratabilir.
- Türk iş insanlarına yönelik vize serbestisi, ekonomik ilişkilerin hızlanmasını sağlayabilir.
- AB, dönem başkanlığı sürecinde “küçük güven adımlarıyla” geniş bir normalleşme zemini oluşturmayı hedefliyor.
Analistler, bu sürecin hızlı bir çözüme ulaşmasından ziyade, taraflar arasında uzun süredir kapalı olan kapıların aralanması açısından kritik olduğuna dikkat çekiyor.

















