Doğalgaz faturalarının bütçeyi zorladığı kış aylarında en çok sorulan sorulardan biri, “Kombiyi kaç dereceye ayarlarsam hem üşümem hem de daha az öderim?” oluyor. Isıtma sektörünün önde gelen isimleri, ideal oda ve kombi sıcaklıklarını netleştirirken, doğru ayarlarla aynı konforu koruyarak ciddi tasarruf sağlanabileceğini vurguluyor.
Oda sıcaklığında hedef: 20–22 derece bandı
Alarko Carrier Isıtma Ürün Yöneticisi Başak Dere, ısı mühendisliğinde “konfor sıcaklığı” olarak kabul edilen değerin genel olarak 20°C civarında olduğunu hatırlatıyor. Evde her odanın aynı dereceye ayarlanmasının şart olmadığını, kullanım amacına göre farklı sıcaklıkların daha doğru olduğunu belirten Dere’ye göre antre, hol ve koridor gibi kısa süre bulunulan alanlar için daha düşük, uzun vakit geçirilen odalar için ise biraz daha yüksek değerler tercih edilmeli.
Dere, yaşam alanlarında (oturma odası, salon, yatak odası, mutfak) 20°C civarının çoğu hane için yeterli olduğunu, banyoda ise kısa süreli kullanım ve ıslak zemin nedeniyle daha yüksek sıcaklığın rahatlık sağladığını ifade ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü de (WHO), kış aylarında iç ortam sıcaklığının genel nüfus için 18°C’nin altına düşmemesini sağlık açısından tavsiye ediyor. Özellikle yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve küçük çocuklar için bu sınırın biraz üzerinde kalınması öneriliyor.
Kombi suyu kaç derecede olmalı?
Uzmanlara göre yalnızca oda değil, kombinin kalorifer suyu ayarı da faturada belirleyici rol oynuyor. Çeşitli ısıtma rehberlerinde, kış aylarında kombi kalorifer ayarının çoğu ev için 40–50°C bandında tutulmasının hem yeterli ısınma hem de tasarruf açısından uygun olduğu belirtiliyor; çok soğuk havalarda bu değerin 55–60°C’ye kadar çıkarılabileceği ifade ediliyor.
Yoğuşmalı kombilerde ise verim açısından 55°C sınırı kritik. Sıcaklık yükseldikçe yoğuşma verimi düştüğü için, tesisat ve yalıtım uygunsa 40–50°C aralığında sabit bir ayar, çoğu daire için konforlu ve ekonomik bir çözüm olarak öne çıkıyor.
“Sık aç kapa” alışkanlığı faturayı artırıyor
Isıtma Cihazları Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (DOSİDER) Başkanı Ekrem Erkut, en yaygın hatanın kombiyi kısa aralıklarla kapatıp açmak olduğunu söylüyor. Erkut, “Kombiyi sık sık açıp kapatmak faturayı yükseltir ve cihazın ömrünü kısaltır. Kombiyi düşük ayarda sürekli çalıştırmak daha verimlidir” uyarısında bulunuyor.
Uzmanlara göre ev tamamen soğuduğunda duvarların ve eşyaların yeniden ısınması için kombi bir süre tam kapasiteye yakın çalışmak zorunda kalıyor. Bu da, “nasıl olsa kapattım tasarruf ettim” düşüncesinin aksine, toplam tüketimi artırabiliyor. Özellikle yalıtımı zayıf binalarda, kombiyi düşük ayarda ama sürekli çalıştırmak çoğu zaman daha ekonomik kabul ediliyor.
Dere de, enerjiyi verimli kullanmanın yalnızca ayarlanan derece ile sınırlı olmadığını; radyatör boyutu, yerleşimi ve dairenin yalıtım durumunun da ideal sıcaklığa ulaşmada belirleyici olduğunu hatırlatıyor ve “Elbette bu değer dairenin radyatör boyutuna göre değişecektir” diyerek her ev için küçük farklılıklar olabileceğine dikkat çekiyor.
Bir derece ile bile fark yaratmak mümkün
Isı mühendisliği hesaplarına göre, oda sıcaklığındaki her 1°C artış, doğalgaz tüketimini yaklaşık yüzde 6–7 oranında yükseltebiliyor. Bu nedenle uzmanlar, 24–25°C gibi yüksek konfor seviyeleri yerine 20–22°C bandını hedeflemenin hem sağlık hem de bütçe açısından daha uygun olduğuna işaret ediyor.
Oturma odasında 21–22°C, yatak odasında 19–20°C, çok kısa kullanılan alanlarda ise daha düşük sıcaklık ayarlamak; üzerine katmanlı giyinmek ve yalıtımı güçlendirmek, çoğu hanede fatura tutarını gözle görülür oranda aşağı çekebiliyor.
Termostat ve bakım, tasarrufun tamamlayıcıları
Uzmanlar, oda termostatı kullanımının da ideal sıcaklığı korumak için önemli olduğunu vurguluyor. Termostat, hedeflenen dereceye ulaşıldığında kombiyi otomatik olarak devreden çıkarıp yeniden devreye sokarak gereksiz çalışmayı önlüyor; bu sayede hem konfor hem tasarruf aynı anda sağlanıyor.
Bunun yanında, yılda en az bir kez yetkili servis tarafından yapılacak kombi bakımının, cihazın verimini artırarak doğalgaz tüketimini yüzde 10–15’e varan oranlarda azaltabildiği ifade ediliyor. Filtrelerin temizlenmesi, eşanjörün kontrolü ve tesisat havasının alınması gibi işlemler, hem arıza riskini düşürüyor hem de daha düşük derecelerde aynı ısınmayı mümkün kılıyor.
Uzmanlar, “ideal kombinasyon”u şöyle özetliyor: İyi bir yalıtım, odalara göre ayarlanmış 20–22°C bandında oda sıcaklığı, 40–50°C civarında sabit kalorifer suyu ayarı, oda termostatı kullanımı ve düzenli bakım. Bu formüller uygulandığında, hem evler sıcak kalıyor hem de kış faturaları daha kontrol edilebilir seviyelere çekilebiliyor.


















