Yeni yayımlanan kapsamlı bir analiz, anksiyete bozukluklarının beyindeki önemli bir biyokimyasal maddeyle bağlantılı olabileceğini ortaya koydu. Bulgular, özellikle duygusal düzenleme ve karar verme gibi süreçlerde kritik rol oynayan prefrontal korteksteki kolin düzeylerinin, kaygı yaşayan bireylerde belirgin şekilde daha düşük olduğunu gösteriyor. Sonuçlar, ruh sağlığı alanında beslenmenin rolüne yönelik önemli bir kapı aralıyor.
20 Yıllık Araştırmalar Tek Çalışmada Birleştirildi
Molecular Psychiatry dergisinde yayımlanan meta-analiz, anksiyete bozukluğu bulunan 370 kişi ile sağlıklı 342 birey üzerinde yapılan 25 ayrı bilimsel çalışmanın sonuçlarını değerlendirdi. Çalışma, UC Davis Health ekibinden psikiyatri uzmanı Dr. Richard J. Maddock ve nörobilim araştırmacısı Dr. Jason Smucny tarafından yürütüldü.
Araştırmacılar, beynin kimyasal bileşenlerini ölçmek için manyetik rezonans spektroskopisi (MRS) adı verilen özel bir görüntüleme tekniğini kullandı. Dr. Smucny, bulgularla ilgili şunları aktardı: “Bu, anksiyete bozukluğu yaşayan bireylerde prefrontal korteksteki kolin düzeylerinin sistematik olarak daha düşük olduğunu gösteren ilk büyük ölçekli analiz.”
Prefrontal Korteksteki Kolin Neden Önemli?
Kolin; hafıza, duygu yönetimi, kas kontrolü ve hücre zarlarının oluşumu için gerekli bir besindir. Vücut küçük miktarda kolin üretebilir ancak esas kaynak beslenmedir.
Analiz, özellikle şu anksiyete türlerinde kolin düşüklüğüne dikkat çekiyor:
- Yaygın anksiyete bozukluğu
- Panik bozukluk
- Sosyal anksiyete
Tüm bu gruplarda kolin miktarının sağlıklı bireylere göre daha düşük olduğu görüldü.
Araştırmacılara göre bunun birkaç nedeni olabilir:
- Stres sırasında noradrenalin sistemi aşırı çalışıyor, bu da beynin koline olan ihtiyacını artırıyor.
- Gereksinim artınca, kolin alımı yetersizse beyindeki depolar azalabiliyor.
Öte yandan hipokampus veya bazal gangliyonlar gibi diğer beyin bölgelerinde anlamlı bir değişiklik görülmedi.
Yetersiz Kolin Alımı Toplumda Yaygın
Araştırmada dikkat çeken bir diğer sonuç ise, önerilen günlük kolin alımının genel toplumda çoğu zaman karşılanmaması. Önerilen günlük miktar:
- Kadınlar için 425 mg
- Erkekler için 550 mg
Uzmanlara göre bu düzey çoğu yetişkinde beslenme yoluyla alınmıyor.
Kolin açısından en zengin kaynaklar:
- Yumurta sarısı
- Sığır ciğeri
- Balık
- Süt ürünleri
- Soya fasulyesi
- Kırmızı et
Dr. Maddock, sonuçları şu sözlerle değerlendirdi: “Kolin takviyelerinin anksiyete tedavisinde doğrudan etkili olduğuna dair kesin kanıt yok. Ancak yetersiz alımın beyin kimyasını etkileyebildiğini biliyoruz. Bu nedenle dengeli bir beslenme kritik önem taşır.”
Takviye Kullanımı İçin Erken
Uzmanlar, kolin takviyelerinin anksiyete tedavisinde reçete edilebilmesi için daha fazla klinik çalışmaya ihtiyaç olduğu görüşünde. Mevcut veriler umut verici olsa da:
- Kolin düşüklüğünün anksiyetenin nedeni mi,
- Yoksa anksiyetenin bir sonucu mu olduğu henüz net değil.
Bu nedenle araştırmacılar, bireylerin profesyonel hekim desteği olmadan kolin takviyesi kullanmamasını öneriyor. Şimdilik en güvenli yaklaşım: kolin açısından zengin, dengeli bir beslenme düzeni.
Bu kapsamlı çalışma, ruh sağlığı ile beslenme arasındaki ilişkiye dair güçlü kanıtlar sunuyor. Kolin alımının toplum genelinde düşük olduğu düşünülürse, kaygı bozukluğu yaşayan bireyler için beslenme düzeni daha da önem kazanıyor. Ancak kesin tedavi önerileri için daha fazla bilimsel araştırma gerekli.

















